25.03.2012

akıntı - tıkantı

dün gece uykumdan 1 (yazıyla: bir) saat çaldıklarında anlamıştım. sabah yüzüme vuran güneş ve susmadan mutlu mutlu öten kuşların sesleriyle gelmişti bahar, zorla evin içine giriyordu. içerde kalamazdım, bunu bilen alman insanı da zaten bugünü satışa açık pazar (verkaufsoffener sonntag) ilan etmiş, aklınca herkesi sokağa dökmeyi planlıyordu, hakkını teslim ediyorum başarılı oldu.
ben ise yine bir haftasonun gününe uyanmaya çalışıyordum. o malum haftasonu tadı değildi bu sefer ağzımdaki, onu önceki sabah yeterince hissetmiştim, bu sefer boğazımda yanma ve burnumda akıntıyla uyandım, yani bahar geldi ben hastalandım. yatakta döndüm, bu esnada sihirli bir el televizyonda formula bir yarışını açmış, deliler gibi yağmur yağıyordu. kim açtı? acaba diye düşünürken seslendim, "ilaçlarımı getirin, hasta oldum." karşılık yine benden geldi: "kalk kendin al!". bu arada raikkonen en hızlı turu atmıştı, hoşgeldin iceman!
bakmayın böyle yazdığıma aslında ben de mutlu oldum havanın geç kararmasına. güneşin parlamasına falan. hatta şimdi dışarı çıkıyorum parklara bahçelere yatmaya ama bi de şu musluk tıkanmasıydı be...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder