10.03.2012

haftasonunun tadı

bir haftasonuna uyanmanın tadı vardır. burda bahsedeceğim tat, güneşli bir sabah vakti burnuna kızarmış ekmeğin ve sucuklu yumurtanın karışmış kokusu ile cıvıldayan kuşların seslerinin midende ve beyninde yaptığı açlıktan doğan nanemsi tat değil. benim bahsettiğim tat bildiğimiz yanık, ekşi, acı ve dolgun alkol tadıdır. çünkü bir önceki akşam ucuz ve salaş bir barda "hadi, hadi bir tekila daha döndürelim, yarın iş yok güç yok, derse de bi saat geç başlarsın be!" gazına gelmiş, böyle böyle de yine sonunu bilmediğin (ve hatırlamayacağın) bir hikaye yazmışsındır. ertesi sabah işte o ekşi tat, boş cüzdan, tanımadığın bir parfüm kokusu ve pantolonunun paçalarında çamur lekeleriyle yatağında başka birinin yatağında uyuyormuş gibi uyanırsın. miden kazınır, yüzün gözün akar. o günün geri kalanında ya çok şey yersin, ya da bir-iki lokma ile bütün günü geçirirsin.
biz aachen'lı mühendislik öğrencileri[1] bu konunun üzerine yaptığımız toplantılar ve saha çalışmaları yardımıyla kendi çözümümüzü üretmeyi başardık ve bunu bu haftaki ferahlatıcı karalama aracılığıyla yayınlamak istiyoruz. aslında çok önceden beri bilinen, atalarımızdan bize miras kalan bir çözümün farklı bir kullanımını anlatacağım, yani yeni bir teorik yaklaşımdan çok, pratik bir kontrol metodunu sergilemek istiyorum. (şu tez hayatımdan çıksa da ben de kendime gelebilsem)
efendim, çözümümüzün adı: işkembe çorbası[2]. "o gurbet ellerde işkembe çorbasını nasıl buldun da içtin a kerata" dediğinizi duyar gibi oluyorum ama sizi uyarmak isterim azınlık nüfusunun yüzde doksanının türk ve balkan kökenli olduğu bir ülkede işkembe çorbası bulmak çok kolay bir iş. hem evropa birliği sakatatı yasaklıyor diye bir şey de yok, sağlıklı koşullarda üretilen işkembeye izin varmış. bu işi de bir amcam yapıyormuş[3], o işkembeci amcaya girişimci ruhundan dolayı teşekkür edip yazıma devam ediyorum.
gece boyunca alkole, müziğe ve sigara dumanına bulanmış bünye kendini salıyor ve huysuzlanmaya başlıyor. özellikle mide dediğimiz sinsi organ, gün boyu her şeyi kabul edip doğru anı bekleyip anında isyan edebiliyor ve bu isyanın sonunda hoş olmayan görüntüler çıkabiliyor ortaya. ama işte o isyankar ruhlu midenin ilacı işkembe çorbası. bol sarımsaklı işkembe çorbasını yiyen mide teslim oluyor, pes ediyor. ne kadar içilirse içilsin işkembe çorbası deliksiz bir uyku sağlıyor. ancak dikkat edilmesi gereken husus işkembe çorbasını içtikten sonra eğlenceye devam edilmemesi ve direk evin yolunun tutulmasıdır. çünkü alkolle karışan sarımsak etrafta insanların girmek istemeyeceği bir çember oluşmasına sebep oluyor.
işte bu noktada başında dile getirdiğimiz soruna geri dönüyoruz. işkembe içince de sabah sarımsak kokusu içinde değil sanki sarımsakla güzel bir gece geçirmiş gibi uyanıyorsunuz. mide çoktan pes ettiği için ondan bir ses gelmiyor, ancak bu sefer insanın ağzını yakası geliyor. diş fırçalamak çare etmez, onun çözümü de yine atalarımızdan bize kalan bir tutam karanfil[4]. sabah atılan karanfil öğlene doğru sarımsağın etkisini yeniyor ve güne başlanmasını sağlıyor.
e günün geri kalanında ne yapacağına da sen karar ver. eğer cumartesiyse akşam yeniden alkole düşebilirsin, eğer pazarsa akşama doğru içini bir hüzün saracağı için zaten pek bir şey yapmayacaksındır.

kaynakça:
[1]: dora, ben falan
[3]: side kebap'tan murat abi

ek:
sabahki alkol tadına ve akşamdan kalmalığa çözüm olarak bir şişe birayı da sunanlar var, ancak akşamdan kalmalık tam olarak yazımızın konusu olmadığından onu başka ferahlatıcı karalamaya bırakıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder